Bir futbol kulübünün başarısı sadece saha içindeki yıldız oyuncularla değil, o yıldızların yetiştiği toprakla da ölçülür. İşte bu toprak, kulüplerin altyapı sistemidir. Bir binanın temeli ne kadar sağlam olursa üst katları o kadar güvenle inşa edilir; futbol kulüpleri için de altyapı bu temelin ta kendisidir.
Bugün Avrupa’nın dev kulüplerine baktığımızda, başarıyı sürdürülebilir kılan en önemli unsurun iyi işleyen bir altyapı sistemi olduğunu görüyoruz. Barcelona’nın “La Masia” akademisi, Ajax’ın futbolcu fabrikası olarak anılması, Bayern Münih’in genç oyunculara verdiği önem; hepsi altyapının ne kadar stratejik bir alan olduğunu bize gösteriyor.
Altyapı, yalnızca oyuncu üretmekle kalmaz; kulübün kültürünü, felsefesini ve oyun anlayışını da genç yaşta oyunculara aşılar. Bu sayede A takıma yükselen bir oyuncu, sadece fiziksel olarak değil, zihinsel olarak da kulübe hazır gelir. Bu da saha içi uyumu artırır, takım olgusunu güçlendirir.
Bir diğer önemli nokta ise ekonomik sürdürülebilirliktir. Kendi altyapısından yıldız çıkarabilen kulüpler, pahalı transferlere muhtaç kalmaz. Hatta bu oyuncular, kulübe ciddi transfer gelirleri bile sağlayabilir. Bu açıdan bakıldığında altyapı, bir kulübün sadece sportif değil, ekonomik geleceği için de hayati bir rol oynar.
Ne yazık ki ülkemizde birçok kulüp, altyapıyı hâlâ bir zorunluluk gibi görüp gereken yatırımı yapmaktan kaçınıyor. Oysa ki uzun vadeli başarı için, günü kurtaran transfer hamlelerinden ziyade, geleceği inşa eden altyapı politikalarına ihtiyaç var.
Sonuç olarak; bir kulüp, geleceğini garanti altına almak istiyorsa, bu sadece sahadaki 90 dakikaya değil, o dakikaları oynayacak oyuncuların yetiştiği zemine de yatırım yapmalıdır. Çünkü yıldızlar satın alınmaz, yetiştirilir.
Yazan: Ahmet Bora
